Ağustos ayının basından beri agatha okuyorum. Staja giderken 45 dakikalık bi otobüs yolculugum var. Yaz olduğu icin üniversiteye giden pek yok. Haliyle boş oluyor arabalar. Sanki edemiştim gibi rahat rahat okuyorum ben de :) . Şimdiye kadar 3 tanesini bitirdim. Porsuk ağacı cinayeti , cinayetler klübü öbüründe sanırım cinayet çığlığı. En çok cinayetler klübünü beğendim. Kısa kısa hikayelerden oluşuyor. Şimdi kitap elimin altında olmadıgı icin tam olarak kac hikayeyi bilmiyorum ama tahminden 12 hikaye ve hepsi de gercekten iyi. Ben agathanin kitaplarını kim katil diye düşünerek okumuyorum. Nasılsa ters köşeye yapacağımın bilinciyle sadece okuyorum. Sonunda da kadının olay örgüsüne sasirtmacalarina, her şeyi söyleyip aslında hiçbirşeyi söylememesine şapka çıkararak mutlu mesut kapatıyorum kitabı.
Kitapları genellikle 150 -200 sayfa civarında o yüzden bir yerlere giderken yanınıza alabilirsiniz. Ama bu kitaplar bence daha çok lise ogrencilerinin hosuna gider. Bana öyle geliyor. Belki de lise yıllarımda da okuduğum içindir ve şimdi okuduğum kitaplar o zamankinin tadını vermiyor. O zaman daha çok şaşırıyordum daha çok merak ediyordum. Herneyse şimdi basit geliyor belki ama yine de ben beğendim. Yazımda kendimle çelişmiş olabilirim biraz ama son soz olarak söyleyeceğim su ki basit ama güzel kitaplardi bence.
:). :). ;).