Dünkü yağmurlu , karanlık, basık havadan sonra bugün ışıl ışıl bir hava var. Bahar havası gibi. İnsanı tazeliyor. Üretken ve enerjik hissettiriyor. Yarım kalmış işleri yapmak istiyor insan. Benim için de bugün öyle bir gün olacak sanırım. :) yarım kalmış, beklemedeki işlerimi bitirip keyif yapacağım bir gün. Bir kısmını bitirdim bile. Şimdi de sonunda bitirebildiğim kitapların yorumlarını paylaşmada sıra. Zaten anca iki tanesini bitirebildim. Geriye kaldı 5 tane :)
Önce Çan ' dan bahsetmek istiyorum. Okuduğum en sıkıcı kitaplardan biriydi. hatta belki de en sıkıcısı. Tür olarak fantastik sayılsa da pek de bi fantastik tadı yok. Tatsız tuzsuz bir kitaptı bana göre. Son 50 sayfasında biraz hareket gelmişti kitaba, merak etmeye ancak o zaman başladım. Şöyle 150- 200 sayfalık bir kitap olsaydı daha okuyabilir olurdu diye düşünüyorum. Gereksiz uzatmalar, sürekli aynı şeyler, belirsizlikler... Okuyorsun ama gözünde birşey canlanmıyor. Doğru dürüst betimleme yoktu zaten. Karakterlerin ruh hâlini anlattı desek o da vasat. Kız bir oradan bi burdan konuşuyor. 50 sayfa sonra bir daha konuşuyor.
Özetle boşuna uzatılmış, sayfa ziyanı yapılmış. OKUMANIZI DEGİL UZAK DURMANIZI TAVSİYE EDİYORUM. Arka kapağına kanıp da almayasınız diye onu da paylaşıyorum. ;)
Arka kapak: Bütün suç benim ve sizden beni asmanızı rica ediyorum. Mümkünse hemen. Yüzümün sizi kaldırmasına izin vermeyin. Korkunç yalanlar söyler o. Bir kızın yüzü melek gibi de olsa kalbi çirkin ve korkunç olabilir.
Briony'nin bir sırrı var. O bu sırrın üveyannesini öldürdüğüne ve ikiz kız kardeşinin aklını kaçırmasına sebep olduğuna inanıyor. Bu korkunç sır onu yakıyor ama bir kişiye bile söylerse asılmak riskini göze almak zorunda ...
HERKESE İYİ OKUMALAR...